- Ortada olmak çok samimiyetsiz değil mi? Tam ortada olmak. Fikirsiz, ne ona ne ona. Ne öyle ne böyle. Bir fikrin varsa bile kıymeti yok.
- Birini "yaz" diye gaza getirmek. Sonra yazdıklarını iplememek?
- Dün konsere gittik. Ve yine tabiki onlar vardı... Güvenlik görevlileri, ya da badigardlar. Tamam bu adamların sert olması, karşıdakine taviz vermeyen bir yapısı olması lazım. Fakat öyle olmak ile terbiyesiz, şerefsiz, dingil olmak arasında da Konya ovası kadar bir fark var. Haftaiçi akşamı, 6'da açılacak kapılar konser ise 8'de. İşten koşa koşa git, 7 olmadan orada ol, ama kapılar 9.30'da açılsın! Bir de soğuğu ye üstüne. Söylenenkere (söylenen kişiler çoluk çocuk değil koca koca adamlar) kar mı yağıyor sanki demek de çok yaratıcı bir espri yeteneği gerektiriyor, tebrik ediyorum kaslı abimizi.
- Bir de içeri geçtikten sonrası var. Güvenlik üst çanta araması yapıyor, iyi güzel. İyi de ablacım, çantama bakıyorsun, bakıyorsun da, niye içindekileri etrafa dağıtıyorsun? Fişleri eşyaları topluyorum masanın üzerinden. Manyak mısın? Zaten kendini aştı, başka bir boyutta olduğunu kanıtladı sonunda.
Güvenlik : -Lipstick'i göstererek- Bu ne?
Ben : *içses: sakin ol dayak yeme* Fitil.
- Facebook statüme buram buram ucuz milliyetçilik kokan vatansever cümleler yazsam ben de beğenilir miyim dersiniz?
* Türkiye'yi BÖLDÜRMEYİZ!
* VATAN sana canım feda
* Bu ülkeyi sevenler kim olursa olsun kapımız açık ancak İÇİMİZDEKİ HAİNLERİ unutmayız!!!1!!1!!
falan filan. Tutar hee, bir iki tane de Yılmaz Özdil yazısı paylaşırım.
- Ercan Saatçi Hürriyet spor müdürü olacak diye bir şey duydum.
...
Ya düşündüm düşündüm yapacak yorum bulamadım, Euronews gibi, "no comment" diyorum buna.
- Bir de birini "yazalım" diye gaza getirmek, ilk hevesten sonra iplememek. (Mahsun ibo alişan özcan, sözüm sizlere)
- Anladım ki ben toplantıymış, eğitimmiş(almak veya vermek), bokmuş püsürmüş hakikaten sevmiyorum hatta fena oluyorum. Benim yapacağım bir işim olsun elimde, sadece tek başına beni ilgilendiren, takılayım öyle. Zaten öyle genelde de, ara sıra böyle şeyler oluyor sıkılıyorum.
- Kişisele ineyim. Bana bazen geliyorlar, sıkıntı basıyor, gitmek istiyorum. Yanlış ülkede mi doğmuşum ne diyorum bazen. Bu tabi şimdi burnu havada kendi insanını beğenmeyen kişi tribi gibi duracak ama, zaten "kendi insanı" tabiri bence tamamen saçmalık. Aradaki tek fark dil ve kültür. Of çok sıradan konuştum şimdi ama, öyle yani. Ben de biliyorum hoşlanmadığım şeylerden niye hoşlanmıyorum, biliyorum sebebi doğrudan o kişiler değil, ama sonuç ortada. Hayır ileri doğru bir ivme görsem zaten sorun etmeyeceğim. Yerinde sayma ile geriye gitme arasında bir yerdeyiz. Şehir merkezlerindeki ufak azınlığın batılılar gibi yaşaması ile olmuyor ki. Şimdi X abi olacaktı da şöyle bir yarım saat konuşacaktı, ben de +1 abi diyecektim.
- Ata'nın çok güzel bir balkonu var.
- Bir de garip bir taktik geliştirmiş bu Ata tavla için. Oturduk, hayatımda gördüğüm en üst düzey kendinden emin tavır gösterme performanslarından biriydi herhalde. Oyuna başlarken belli etmesem de korktum, bir oyunda 9 sayı falan alacak diye (nasıl olacaksa). Meğer adamın havası fosmuş. O beni 5-0 yendi ben onu 5-1.
- Bu arada Ata, Ermeni kilisesiymiş orası, mezhebini unuttum ama ya, tekrar sorarım.
20091009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
ben de +1 abi diyorum bu yazıya :)
ilkay
Yorum Gönder