20100311

Beşer Coşar: The Monkees

Tüm zamanların en güzel logoya sahip grubunun, en güzel 5 şarkısını seçeyim dedim; başka gruplar ya da sanatçılar için de aynısını yapma ihtimalimi öngörerek başına da saçma sapan kelime oyunlu bir başlık ekledim. Çok kalitesiz oldu biliyorum; olsun. Sadece başlık için konuşuyorum elbet. Kimdir Monkees? "The"lı geçmiş zamanların hayvan isimli gruplarının; Beatles, Byrds misali harf oyunu yapanlar kategorisinden. Bu onları Beatles özentisi yapar mı? Yapmaz. The Byrds öyle değildi mesela. Bu bir akım neticede. Ha ama Monkees yine de Beatles özentisidir, tohumlarında vardır. Peki bu onları kötü grup yapar mı? Yine yapmaz. Onca güzellikleri vardır bu adamların. Beş tanesi aşağıda...

5. (I'm Not Your) Stepping Stone

70'li yılların ikinci yarısında Sex Pistols ile daha geniş kitleler tarafından duyulsa da, ilk olarak 1967'de Monkees tarafından söylenmiş, bir agresif şarkıdır I'm Not Your Stepping Stone. İlk icra eden ise bir yıl önce Paul Revere & The Raiders olmuş, fakat etki alanı Monkees'e oranla çok dar kalan bu grup şarkıyı hak ettiği yere ulaştıramamıştır. Güzel de söylememişler zaten diyerek işin ansiklopedik malumat kısmından sıyrılmış olalım. Yine de son olarak belirtmek gerek ki şarkı, Monkees'in birçok eserinin altında imzası bulunan Boyce and Hart ikilisine ait. Adamlar azmetmiş, oturup şarkılar yazmışlar bir sürü. Bu şarkılar ünlenmiş, e hâliyle kendileri de az buçuk. Direkt medya önünde olmasalar bile bir cemiyete girmişler, statü sahibi olmuşlar... Sonra hangisinin bilinmez, bir sevgilisi olmuş, Avrupa'nın önde gelen takımlarına gitmek isteyen futbolcu misali basamak olarak kullanmış kendisini. Aşk bu tabii, profesyonel hayat değil, planlı hareketleri kaldırmıyor. Basamak tahtası olarak kullanılan amca, derdini ekürisine anlatmış tabii. O sıkıntılı günlerini, onun desteğiyle atlatmaya çalışmış. Ve sonunda oturup beraber bu şarkıyı yazmışlar. Ismarlama da olabilir tabii, bilemiyorum. Türkçe meâli, "Kızım seni ilk tanıdığımda kalçanı kapatacak donun yoktu, şimdi var ama o kalçan öyle havada ki artık hiçbir don kapatamaz, e zaten sen de açıp geziyorsun... Cemiyette yolunu bulmaya çalışıyorsun ama yemezler, hadi bak'im, ben senin atlama tahtan değilim. Hadi naş."

4. The Girl I Left Behind Me

Önce şunu aradan çıkaralım. Bu isimde bir de İrlanda diyarlarından süvari marşı var, ki o da fena değildir. Monkees'e gelince, şunu kabul ederim, Monkees bir piyasa grubudur. Hatta üyeleri saçmasapan adamlar olabilirler. Neticede bu bir proje; Amerikalıların bir Beatles yaratmak için çabaladığı. Grup kurulduğunda çoğu enstrüman çalmayı bile bilmiyordu. Komedi dizisinde oynayacaklar, sonra albümdür vesairedir, yürü ya kulum olacaktı... Ancak inkâr edilemeyecek bir gerçek de şu ki; oldu! Adamların müzikâl deha olmasına gerek kalmadan, hâlihazırdaki dehalardan aldıkları desteklerle arkalarında çok güzel şarkılar bıraktılar.

İşte "The Girl I Left Behind Me"... Bir Neil Sedaka bestesi. Aslında ilk olarak Bobby Vee tarafından söylenmiş. Sonrasında, genellikle eğlenceli müzik yapan Maymunlar, muhtemelen görev bilinciyle araya iki de slow serpiştirelim de duygusal bünyelere de hitap edelim demiş muhtemelen. Kötü mü yapmışlar? Hayır. 60'lı yıllarda ünlenmesine rağmen bir 50'li yıllar şarkıcısından çok da farklı olmayan Bobby Vee'nin yorumu daha bir ağlak... Monkees ise naif, mağrur ama gururlu bir şekilde seslendiriyorum parçayı. Her şeye rağmen coşkulu. Güzel şarkı be...
3. I'm A Believer

Ne kadar güzel şarkılar söylemiş olurlarsa olsunlar, bu Neil Diamond bestesi olmasa bugün bu adamlar hatırlanmazdı. Ben de bir albümlerini tesadüfen ele geçirir, misal Graduate gibi, "Hak ettikleri yere gelememişler." der ve arada sırada dinlerdim. Peki acaba onlar da daha sonra Tears For Fears'ı oluşturan Graduate üyeleri gibi bana hitap etmeyecek başka işlerin içine girer, başarıya ulaşırlar mıydı? Müzik alanında, sanmıyorum. Graduate yetenekliydi. Besteleri vardı. Maymunlar ise oyuncuydu. Herneyse, ihtimaller üzerine konuşmayalım.

Her grubun bir "en birinci" hit şarkısı vardır. I'm A Believer, Monkees'inki. Bugün Türkiye'de reklam cıngılı olabilecek kadar kalıcı olmuş. İz bırakmış. Hak ettiği yere gelmiş. O hâlde bizim üzerinde fazla durmamıza gerek yok...

2. Daydream Believer

İşte bu da "en sonuncu" hit şarkıları. Listelerde birinci sıraya yükselen son Monkees eseri. Yalan yok, bu da hak ettiği ilgiyi görmüş, yine çok uzatmayacağım. Ama ne bileyim, bugün hatırlanmaz. Şunu da anlıyorum, I'm A Believer daha bir vurucu, daha bir "hit". Daha uzun süreli etki bırakması daha doğal. Ama Daydream Believer daha mı güzel sanki ne? Hem neşeli, hem de hüzünlü şarkılar olur ya; bu şarkı onlardan. Ama o hüzün, nereden geldiği belirsiz bir hüzün. Belki o saflık, naiflikten. Çok da ön plana çıkmıyor zaten. John Stewart'ın da en ünlü bestesidir.

1. Valleri

Kahretsin ki yine planlı bir şarkı. Sipariş üzerine yapılmış. Prodüktör, "girl-named song" istiyor, Boyce & Hart yapıyor. O dönem moda tabii. Şarkıyı yolda tamamlıyorlar, dinletmeye giderken. Halbuki görüşme öncesi telefondayken; yaptık, bitti demişler. Gereksiz bilgiler bunlar hepsi. Gerekli olan, şu şarkıyı bir kez olsun dinlemiş olmak. On yılın en güzel parçalarından, net.

Damardan bir flamenko gitar melodisiyle giriş... Sanırsın az sonra Fedon vokali girecek, ya da Selami Şahin, Nejat Alp... Çok zorlarsanız Cengiz Kurtoğlu bile diyebilirim. "Önce bir...kaç damla yaş..." diye bir anda girse o melodinin peşine, kim şaşırır sorarım size... Gel gör ki Davy Jones söylüyor. Antrparantez, Davy Jones derken samimiyetsiz bir tavır takındığımı fark ettim. Bunca yıllık Monkees dinleyicisiyim, Google olmasa adını şanını hatırlamam. Monkees işte, solisti ayrıca belirtmenin ne gereği var? Ancak daha sonra bu yazının devamına konu ve konuk olacak Ray Davies ve Colin Blunstone istisnadır, şimdiden belirteyim.

Son derece basit sözlere eşlik eden eşsiz bir melodi... Valleri budur deyip bitireyim.

0 yorum: